Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (CMK) 308. maddesi ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının itiraz yetkisi düzenlenmiştir. Yargıtay C. Başsavcısının itirazı olağanüstü kanun yollarından biridir. Buna göre Yargıtay ceza dairelerince verilen kararlara karşı Yargıtay C. Başsavcısının kendiliğinden veya istem üzerine Ceza Genel Kurulu’na itiraz hakkı bulunmaktadır. Yargıtay C. Başsavcısının itiraz yetkisi esas olarak içtihat birliğinin oluşturulması ve hukuk güvenliğinin tesis edilmesi amaçlarına hizmet etmektedir.
Normal şartlarda itirazın ilamın Başsavcıya ulaştığı tarihten itibaren 30 gün içinde yapılması gerekir. Ancak itiraz sanığın lehine ise her zaman yapılması mümkündür. Yargıtay Ceza Genel Kurulu da kararın tevdi edildiği tarihten 35 gün sonra sanık aleyhine itiraz kanun yoluna başvurulmasının usule aykırı olduğunu belirtmiştir (YCGK 2016/20-349 E., 2019/299 K. sayılı ve 09.04.2019 tarihli kararı). Bu yasal süre sanık açısından güvence teşkil eder.
Yasal süre içinde Başsavcı tarafından itiraz yoluna başvurulmamışsa dahi sanık lehine itirazda süre şartı aranmaz. Sanık veya müdafi, Başsavcıya hukuki gerekçelerini ileterek itiraz kanun yoluna başvurmasını her zaman talep edebilir.
CMK m. 308 uyarınca Yargıtay C. Başsavcısına taraflarca yapılan istemin hazırlanmasında dikkatli olunmalıdır. Nitekim Yargıtay C. Başsavcılığı bu istemlerin değerlendirilmesinde seçici davranmaktadır. Başsavcılık bu istemleri hukuka aykırılığın ciddiyeti, ceza daireleri arasındaki içtihat birliği ve ceza dairesi kararının Yargıtay Ceza Genel Kurulu içtihadı ile uyumu yönünden değerlendirmektedir. Özellikle 30 günlük itiraz süresi geçtikten sonra yapılan başvurularda, daire kararındaki hukuka aykırılık veya içtihattaki uyumsuzluk açık ve ikna edici bir biçimde ileri sürülemezse istemden sonuç alınması güçtür. İtiraz kanun yoluna oldukça istisnai durumlarda başvurulmaktadır. Bu sebeple karardaki hukuka aykırılığın gerek usule gerek esasa dair hukuki sebepleri ile anlaşılır biçimde ortaya konması gerekir.
İtiraz kanun yoluna başvurulması istemi doğrudan Yargıtay C. Başsavcısına yapılmalıdır. Başvuru yetkisi Başsavcıdadır, Yargıtay C. Savcıları bu yetkiyi ancak Başsavcı adına kullanabilir.
Yukarıda açıklanan hususlara, Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 2014/15-463 E., 2018/150 K. sayılı ve 10.04.2018 tarihli kararında “Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının itiraz yetkisi, Yargıtay Ceza Daireleri kararlarına karşı başvurulan olağanüstü bir kanun yolu olup bu yetki sadece Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısına aittir. Yargıtay Cumhuriyet Savcıları, Yargıtay Kanununun 28. maddesi uyarınca Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı adına bu yetkiyi kullanır. İtiraz, daire kararında gerek maddî gerekse usul hukukuna aykırı olduğu saptanan hususlara yönelik olabilir. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı itiraz başvurusunu “itirazname” düzenleyerek yapar. İtiraz başvurusunda itiraz nedenlerinin açık ve gerekçesiyle birlikte yazılı olarak bildirilmesi gerekir.” şeklinde işaret edilmiştir.
Yargıtay C. Başsavcısının itiraz başvurusu öncelikle kararı veren ceza dairesine gönderilir. Daire itirazı yerinde görürse kararını düzeltir, yerinde görmezse dosya Ceza Genel Kurulu’na gönderilir. Dairenin itirazı inceledikten sonra vereceği karara karşı Başsavcı yeniden itirazda bulunabilir. Ancak böyle bir durumda artık itiraz incelemesi doğrudan Ceza Genel Kurulu tarafından yapılacaktır. (YCGK 2012/16-1298 E., 2013/418 K. sayılı ve 22.10.2014 tarihli kararı)
CMK m. 308 uyarınca itirazın ancak özel daire kararlarına karşı etkinleştirilebilecek bir yol olduğu unutulmamalıdır. Yerel mahkemelerin direnme kararları üzerine verilse dahi Ceza Genel Kurulu kararlarına karşı itiraz yoluna gidilemez. (Bkz. YCGK 2015/7-911 E., 2016/1 K. sayılı ve 19.01.2016 tarihli kararı)
Yargıtay Özel Dairelerinin Bozma Kararlarına Karşı İtiraz Yoluna Gidilebilir mi?
CMK m. 308 ile düzenlenen Yargıtay C. Başsavcısının itiraz yolu ile ilgili en tartışmalı hususlardan biri, bu yetkinin yalnızca onama yönünde, kesin nitelikteki ceza dairesi kararlarına karşı mı mevcut olacağı hakkındadır. Diğer bir deyişle özel dairelerin kesin nitelikte olmayan bozma kararlarına karşı da bu yola başvurulup başvurulamayacağı tartışma konusu olmuştur.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2007 tarihli bir kararında bu husustaki öğreti görüşlerini de tartışarak bu yetkinin özel dairelerin bozma kararlarına karşı itirazı da kapsadığı neticesine varmıştır (YCGK 2007/3-63 E., 2007/87 K. sayılı ve 10.04.2007 tarihli kararı). Bu doğrultuda karar kurmaya devam eden Yargıtay, özel dairelerin bozma kararına karşı itiraz kanun yoluna başvurulabileceği yönünde karar kurmaktadır (bkz. YCGK 2018/16-419 E., 2018/661 K. sayılı ve 20.12.2018 tarihli kararı).
Yargıtay C. Başsavcısı Tarafından İtiraz Edilemeyecek Kararlar Nelerdir?
Yargıtay C. Başsavcısınca itiraz edilebilecek kararla ilgili kanunda sınırlayıcı bir düzenleme yapılmamıştır. Bu husus Yargıtay Ceza Genel Kurulu tarafından çeşitli kararlarda tartışılmış ve birtakım durumlarda bu yola başvurulamayacağı içtihat edilmiştir. Ceza Genel Kurulu’na göre:
Ø “Eleştiriye ilişkin düşüncelerin reddine ilişkin özel daire kararları” itiraz edilebilir nitelikte değildir (YCGK 1964/5-470 E., 1964/464 K. sayılı ve 16.11.1964 tarihli kararı),
Ø Sonuca etkili olmayacak türden hukuka aykırılıklara karşı itiraz kanun yoluna gidilemez (YCGK 2010/2-233 E., 2010/241 K. sayılı ve 30.11.2010 tarihli kararı),
Ø Sanığın tutukluluk halinin devamına ilişkin Yargıtay Ceza Dairesi kararlarına karşı Yargıtay C. Başsavcılığının itiraz yetkisi bulunmamaktadır (YCGK 2011/3-49 E., 2011/28 K. sayılı ve 29.03.2011 tarihli kararı),
Ø Daha önce görev uyuşmazlığı oluşan ve Yargıtay tarafından merci tayini yapılan durumlarda, dosyanın temyiz incelemesi neticesinde verilen karara karşı Yargıtay C. Başsavcısının göreve ilişkin itiraz yetkisi yoktur (YCGK 2010/1-158 E., 2011/296 K. sayılı ve 27.12.2011 tarihli kararı),
Ø Yerel mahkemelere öğretici ve yol gösterici nitelikte yapılan “kabule göre bozmalara karşı” Başsavcı tarafından itiraz kanun yoluna başvurulamaz (YCGK 2012/2-297 E., 2012/22 K. Sayılı ve 07.02.2012 tarihli kararı).
Ceza Genel Kurulu, 2015/4-70 E., 2019/66 K. sayılı ve 05.02.2019 tarihli kararında “Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca itiraz kanun yoluna başvurabilmesi için hukuka aykırılık halinin ciddi boyutlara ulaşması gerektiği, sonuca etkili olmayan kanuna aykırılıkların bu yöntemle denetlenmesinin, itirazın amaç ve kapsamıyla bağdaşmayacağı söylenebilecektir.” şeklindeki kabulü ile itiraz kanun yoluna başvurulacak haller bakımından genel bir sınırlamaya işaret etmiştir. Buna göre itiraza konu edilecek hukuka aykırılığın belirli bir hukuki önem eşiğini aşması beklenmektedir. Hukuka aykırılığın önemi ve ciddiyeti ise somut olayın özelliklerine göre belirlenecektir.
Yargıtay C. Başsavcısı İtirazı Hangi Durumlarda Etkili Olmaktadır?
Kararın içerdiği hukuka aykırılık ne denli belirginse itiraz başvurusunun sonuç vermesi ihtimali o denli yüksek olacaktır. Kararın hukuka aykırı bir delile dayanması, eylemin hukuki nitelendirmesinin hatalı yapılması veya suç unsurlarının hatalı takdir edilmesi gibi durumlar buna örnek gösterilebilir. Örneğin 2018 tarihli bir kararda delillerin elde edilme yöntemleriyle ilgili bir Başsavcılık itirazı Genel Kurul tarafından kabul edilmiş, özel daireden farklı bir sonuca varılmıştır (YCGK 2017/5-207 E., 2018/96 K. sayılı ve 13.03.2018 tarihli kararı). Yerel mahkemenin esasa etkili usule aykırılıklarının özel daireler tarafından göz ardı edilmesi durumunda da Başsavcı itirazı etkin bir yol olacaktır.
İtirazın Geri Alınması Mümkün Müdür?
Yargıtay C. Başsavcısı, itirazın Genel Kurul tarafından karara bağlanması anına dek itirazını geri alabilir (Bkz. Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 2018/8-510 E., 2018/648 K. sayılı ve 18.12.2018 tarihli kararı). Buna karşılık tarafların kendi iradeleriyle bu yoldan vazgeçmesi imkanı yoktur. Geri alma ancak Başsavcı tarafından yapılabilir.
Yorum yaz