Seri Muhakeme Usulü

Seri muhakeme usulü nedir?

Seri muhakeme, 7188 s. Kanun ile CMK’nın 250. maddesinde değişiklik yapılarak düzenlenmiş yeni bir muhakeme usulüdür. Seri muhakeme ile bazı suçlarda yargılama süreçlerinin hızlandırılması ve adli iş yükünün azaltılması amaçlanmıştır. Seri muhakeme usulünün uygulanmasına dair usul ve esaslar 31.12.2019 tarih ve 30995 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan Ceza Muhakemesinde Seri Muhakeme Yönetmeliği (“Yönetmelik”) ile düzenlenmiştir.

Seri muhakeme usulü zorunlu mudur?

Kanunda yazılı hallerde Cumhuriyet savcıları seri muhakeme usulüne başvurmakla yükümlüdür. Usulün uygulanması Cumhuriyet savcısının takdirine bırakılmamıştır. Bu usule başvurulması gerekirken başvurulmaması, CMK m. 174/1-c uyarınca iddianamenin iadesi sebebi oluşturur.

Hangi tip suçlar seri muhakeme kapsamındadır?

Seri muhakemeye tabi suçlar CMK m. 251 ile tüketici (tahdidi) biçimde sayılmıştır. Bu suçlar ağırlıklı olarak kamuya karşı işlenen suçlardır. Diğer bir deyişle seri muhakemeye tabi suçlarda genellikle özel bir mağdur mevcut değildir.

Birden fazla suçun işlendiği durumda bunlardan biri seri muhakeme kapsamına girerken diğerleri girmezse ne olur?

Eylemlerden biri seri muhakeme kapsamına giriyorsa o eylem özelinde usulün uygulanmasının önünde bir engel yoktur.

Seri muhakemeye hangi durumlarda başvurulur?

Seri muhakeme, kamu davasının açılmasına alternatif bir muhakeme usulüdür. Kanunun sistematiğine göre kamu davasının açılmasının ertelenmesi kurumlarının uygulanmasına öncelik verilir. Bu kurumun uygulanmasına imkan olmayan ve kamu davasının açılması için yeterli şüphe bulunan durumlarda seri muhakeme usulü devreye girer. Yönetmelik m. 5/1’e göre önödeme ve uzlaştırma kapsamındaki suçlar seri muhakeme usulüne tabi değildir.

Seri muhakeme hakkında şüpheliyi kim bilgilendirir?

CMK m. 250/2 ile Cumhuriyet savcısı veya kolluk görevlilerinin şüpheliyi seri muhakeme usulü hakkında bilgilendireceği düzenlenmiştir. Kolluk görevlilerince bilgilendirme yapıldığı durumlarda bununla yetinilmemesi gerekir. Teklifi yapan Cumhuriyet savcısı, her ihtimalde şüpheliye gerekli hukuki bilgilendirmeyi yapmalıdır.

Seri muhakeme teklifi “ifade” midir? Teklif için zorla getirme / yakalama emri düzenlenebilir mi?

Seri muhakemenin uygulanabilmesi için şüphelinin Cumhuriyet savcısı ve müdafi huzurunda bir kabul beyanında bulunması gerekir. Ancak bu beyan CMK m. 2/1-g anlamında “ifade” işlemi değildir. Seri muhakeme teklifi için kamu davasının açılmasını gerektirir yeterli şüpheye ulaşılması gerekir. Cumhuriyet savcısı her zaman yeterli şüpheye ifade almanın hemen akabinde ulaşamaz. Şüphelinin ifadesi doğrultusunda yeni araştırma işlemleri yapılması gerekebilir. Bu sebeple ifade ile seri muhakeme teklifi her zaman için birbirine bitişik düşünülmemelidir. Eğer ifade alma sonrasında başkaca delil toplama işlemi yapılması gerekiyorsa Cumhuriyet savcısı, teklifi sunmak üzere şüpheliyi ayrıca davet etmelidir. Seri muhakeme teklifi ifade almadan sonra uygulanacak, ayrı bir usuldür. Bu sebeple salt seri muhakeme teklifi için zorla getirme ve yakalama emri verilemez. Bu hususa Yönetmelik m. 5/7 ile de işaret edilmiştir.

Seri muhakeme teklifi nasıl yapılır, teklifin içeriği nedir?

Seri muhakeme teklifinde Cumhuriyet savcısının şüpheliye açıklayacağı hususlar Yönetmelik m. 10 ile detaylı şekilde düzenlenmiştir. Buna göre Cumhuriyet savcısı şüpheliye isnat edilen eylemi, eylemin oluşturduğu suçu, yeterli şüpheye ulaşıldığını, seri muhakemenin nasıl uygulanacağını, yaptırımda oluşacak değişikliği anlayacağı şekilde açıklar. Şüpheliye teklif edilen yaptırım hakkında mahkemenin hüküm kuracağı, bu hükme itiraz edilebileceği, hüküm kuruluncaya kadar seri muhakemeden vazgeçebileceği, hükmün adli siciline kaydedileceği de söylenir. Yönetmelik m. 10/2’ye göre Cumhuriyet savcısı, belirlediği yaptırımın ne olduğunu da teklif aşamasında şüpheliye açıklar. Fikrimizce yaptırımın teklifte gösterileceği hususuna kanunda yer verilmesi yerinde olurdu.

Tekliften sonra süre istenebilir mi?

Teklifle karşılaşan şüphelinin derhal bir karara varması beklenmemelidir. Yönetmelik m. 10/3 ile şüpheliye teklifi değerlendirmesi için bir ayı aşmayacak makul bir süre tanınacağı düzenlenmiştir.

Seri muhakeme teklifinin kabulünde müdafiin rolü nedir?

Şüpheli, usulün uygulanmasına dair teklifi ancak müdafi huzurunda kabul edebilir. Diğer bir ifadeyle teklifin kabulü işlemi zorunlu müdafilik hallerindendir. Cumhuriyet savcısı, seri muhakeme teklifini yaparken şüpheliye müdafi yardımından yararlanma hakkını öğretmelidir. Müdafi seçmeyen şüpheliye baro tarafından müdafi atanması sağlanmalıdır. Kabul aşamasında sürece dahil olan müdafi, CMK m. 153 uyarınca dosyayı incelemeli, mevcut delilleri değerlendirmelidir. Müdafi oluşturduğu savunma stratejisi doğrultusunda şüpheliye kabul, red veya süre isteme yönünde tavsiyede bulunabilir. Fikrimizce müdafiin yalnızca kabul aşamasında değil, teklif aşamasında da hazır bulunacağı yönünde bir düzenleme daha yerinde olurdu.

Seri muhakemede yaptırım nasıl belirlenir?

Şüpheli seri muhakemeyi kabul ederse Cumhuriyet savcısı suçun kanuni tanımını dikkate alarak bir ceza belirler ve bu cezanın yarısı oranında indirim yapar. Cumhuriyet savcısı cezayı belirlerken TCK m. 61/1 ile gösterilen hususları dikkate alır. Diğer bir ifadeyle “temel ceza” belirlenir. TCK m. 61’in devam fıkralarında yer alan artırım ve indirim sebepleri uygulanmaz. Cumhuriyet savcısı koşulları varsa hapis cezasını seçenek yaptırımlara çevirebilir, hapis cezasını erteleyebilir. CMK m. 231 ile düzenlenen hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB) kurumunun kıyasen uygulanma imkanı vardır. Şüpheli hakkında güvenlik tedbiri uygulanması da talep edilebilir. Uygulanacak yaptırımı belirleyen Cumhuriyet savcısı bir talep yazısı hazırlayarak seri muhakemenin uygulanmasını görevli mahkemeden talep eder. Talepnamede CMK m. 250/8’de gösterilen unsurlara yer verilir.

Seri muhakemede Cumhuriyet savcısının işlemlerinin hukuki niteliği nedir?

Usule ilişkin Cumhuriyet savcısının yürüttüğü işlemler soruşturma işlemi olarak kabul edilmelidir. Cumhuriyet savcısı, belirlediği yaptırımla hukuki takdir yetkisi kullanmakta ise de hükmü kuran mahkemedir. Ancak fikrimizce Cumhuriyet savcısına karar verici olarak bu denli geniş takdir yetkisi tanınması yerinde olmamıştır. Zira seri muhakemede deliller tartışılmadan, suçun sübutuna dair vicdani kanaate varılmadan hüküm kurulmaktadır. Diğer bir deyişle seri muhakemede yeterli şüpheye varılması ile hüküm kurulması mümkün hale getirilmiştir.

Şüpheli teklif için yapılan davete uymazsa ne olur?

CMK m. 250/12 uyarınca şüpheli, resmi mercilere beyan edilmiş olup soruşturma dosyasında yer alan adreste bulunamazsa, yurt dışında olursa veya başka bir nedenle şüpheliye ulaşılamazsa seri muhakeme usulü uygulanmaz. Yönetmelik m. 9/2 uyarınca Cumhuriyet savcısı bu durumu tutanağa bağlar ve soruşturmaya genel hükümlere göre devam eder. Şartlar oluştuğu halde kendisine ulaşılamayan şüpheli, Yönetmelik m. 5/11 uyarınca iddianamenin düzenlenmesine kadar Cumhuriyet savcılığına başvurarak seri muhakemenin uygulanmasını talep edebilir.

Teklifi reddeden şüpheli, seri muhakemenin uygulanmasını sonradan talep edebilir mi?

Teklifi bir kez reddeden şüphelinin seri muhakemenin uygulanmasını sonradan talep edebileceğine dair açık bir düzenleme mevcut değildir. Buna karşılık engelleyici bir hüküm olmadığından iddianamenin düzenlenmesine kadar seri muhakemenin uygulanmasının talep edilebileceği fikrindeyiz.

Talepnameyi alan mahkeme nasıl bir inceleme yapar?

Yönetmelik m. 10/9’a göre şüpheli teklifi kabul ederse aynı gün mahkemeye yönlendirilir. Yönetmelik m. 13/1’e göre Mahkeme aynı gün içerisinde incelemesini derhal yapar ve usulü sonuçlandırır. Talep yazısını alan görevli mahkeme şüpheliyi müdafi huzurunda dinler. Şüphelinin mahkemece dinlenmesi de zorunluk müdafilik hallerindendir. CMK m. 250/9’a göre mahkemenin seri muhakeme incelemesi sınırlı bir incelemedir. Mahkeme yalnızca CMK m. 250/3 ile gösterilen usule uygun teklif ve kabulün gerçekleşip gerçekleşmediğini ve “eylemin seri muhakeme usulü kapsamında” olup olmadığını inceler.

Mahkeme talepname hakkında hangi kararları verebilir?

Mahkeme, talepnameyi inceledikten sonra üç farklı karar verebilir:

  • Hüküm: Mahkeme, seri muhakeme teklifinin usule uygun yapıldığı, müdafi huzurunda kabul edildiği ve eylemin seri muhakeme kapsamında olduğu kanaatine varırsa talepnamede gösterilen yaptırım doğrultusunda hüküm kurar.
  • Red: Mahkeme teklifin usule uygun yapılmadığı, müdafi huzurunda kabul edilmediği ve eylemin seri muhakeme kapsamında olmadığı kanaatine varırsa talepnameyi reddeder. Red kararı sonucunda Cumhuriyet savcısı soruşturmayı genel hükümlere göre sonuçlandırır.
  • Eksiklikler giderilmek üzere geri gönderme: Yönetmelik m. 13/2’ye göre aşağıdaki durumlarda talepnameyi inceleyen mahkeme, eksik veya hatalı noktaları belirtmek suretiyle eksikliklerin tamamlanması amacıyla dosyayı Cumhuriyet başsavcılığına gönderebilir:

o   Yönetmelik m. 12/2’ye ve dolayısıyla CMK m. 250/8’e aykırı bir talepname düzenlenmişse,

o   Belirlenen yaptırımda maddi hata yapılmışsa,

o Yaptırım hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması, seçenek yaptırımlara çevirme veya hapsi cezasının ertelenmesi kurumlarının uygulanmasındaki objektif koşulların gerçekleşmediği anlaşılmakta ise,

o   Teklif edilen cezanın mahiyetine uygun bir güvenlik tedbiri belirtilmemişse.

Mahkemenin yaptığı işlemlerin hukuki niteliği nedir?

Seri muhakemede iddianame düzenlenmediğinden olağan bir kovuşturma evresine geçilmemektedir. İnceleme sırasında kişi hala şüphelidir, sanık sıfatı yoktur. Mahkemenin incelemesi usule ilişkin hususlarla sınırlı olacaktır. Bunun kendine özgü bir kovuşturma usulü olarak değerlendirilmesi mümkündür. Mahkemece incelenecek ilk husus teklifin usulüne uygun yapılıp yapılmadığı ve kabulün özgür iradeye dayanıp dayanmadığıdır. Kanunda hükmün kurulması için yer verilen “eylemin seri muhakeme usulü kapsamında olduğu kanaatine varırsa” ifadesi ise tartışmaya açıktır. Kanımızca mahkeme burada eylemin hukuki vasıflandırmasına dair bir değerlendirme yapmakla yükümlüdür. Ancak mahkeme, suçun sübut ettiğine dair vicdani kanaate varacak bir delil tartışmasına giremez. Örneğin delil toplayamaz, tanık dinleyemez.

Mahkemenin şüpheliyi dinlemesi “sorgu” mudur?

Seri muhakemede mahkemece dinlenen şüphelinin kendini isnada dair savunma hakkı yoktur. Bu sebeple kendisini dinleyen merci bir mahkeme de olsa şüphelinin sorgusundan söz edilemez. Nitekim mahkemenin talepnamede yazılandan farklı bir hükme varması, beraat kararı vermesi vb. imkan dahilinde değildir. Seri muhakemede şüpheli, seri muhakemeyi kabul ederek sorgu hakkından da vazgeçmektedir.

Seri muhakemede kurulan hükmün sonuçları nelerdir?

CMK m. 250/9 ile mahkemenin talepnameyi yerinde görmesi halinde bu doğrultuda bir “hüküm” kuracağı düzenlenmiştir. Bunun doğal sonucu olarak hükmün kesinleşmesi ile şüpheli artık bir “hükümlü” olacak, hakkındaki yaptırım infaz edilecektir. Ayrıca Yönetmelik m. 10/1-f ile de gösterildiği üzere hüküm, adli sicil kaydına işlenecektir.

Seri muhakemede kurulan hükme karşı kanun yoluna başvurulabilir mi?

Seri muhakemede hüküm istinaf/temyiz kanun yoluna değil, itiraz kanun yoluna tabi kılınmıştır. Mahkemenin talep doğrultusunda kurduğu karara genel hükümler çerçevesinde itiraz edilebilir. Mahkemenin mahkumiyet niteliği taşıyan hükmü, itiraz üzerine verilecek kararla kesinleşir. İtiraz mercii mahkemenin inceleme yaptığı tüm konularla ilgili hukuki denetim yapabilir. Şüphelinin itiraz kanun yoluna başvurmak istemediği durumlarda müdafiin bu hususta şüpheliden yazılı beyan almasında fayda vardır.

Seri muhakeme usulünün uygulanmasına ilişkin kabul beyanından dönülebilir mi?

Yönetmelik m. 5/4 uyarınca şüpheli, mahkemece “hükmün kurulduğu ana kadar” kabul iradesinden vazgeçebilir. Fikrimizce vazgeçmenin hükmün kesinleştiği ana dek yapılabilmesi yerinde olurdu. CMK m. 250/10 ile düzenlendiği üzere şüphelinin seri muhakemeden vazgeçmesi durumunda usule dair tutanaklar şüpheli hakkında delil oluşturmaz. İlgili hüküm ile bir delil yasağı oluşturulmuştur.

Seri muhakemenin uygulanamayacağı durumlar nelerdir?

Aşağıdaki durumlarda seri muhakeme uygulanmaz:

  • İştirak halinde işlenen suçlarda şüphelilerden birinin seri muhakeme usulünü kabul etmemesi,
  • Şüphelinin yaş küçüklüğü, akıl hastalığı, sağır ve dilsizlik halleri,
  • Resmi mercilere beyan edilmiş ve soruşturma dosyasında yer alan adreste bulunmama veya yurt dışında olma ya da başka bir nedenle şüpheliye ulaşılamaması,
  • Önödeme ve uzlaştırma kapsamındaki suçların soruşturulması.

Seri muhakemede verilen hüküm tekerrüre esas olur mu?

Suçta tekerrür, yani suçun tekrarlanması ceza adaleti sisteminde fail aleyhine sonuçlara bağlanmıştır. Seri muhakemede olağan bir kovuşturma yapılmadan hüküm kurulmakta ve bu hüküm istinaf kanun yoluna tabi olmamaktadır. Bu nedenle bu hükümlerin tekerrüre esas olup olmayacağı tartışma konusu olmuştur.

1412 s. mülga CMUK’un 305. maddesi ile temyiz olunamayan hükümlerin tekerrüre esas olmayacağı düzenlenmişti. Bu hüküm çerçevesinde değerlendirme yapan Yargıtay, yerleşik içtihadı ile aynı kanun döneminde yürürlükte bulunan ceza kararnameleri ile verilen hükümlerin “temyize değil itiraza tabi olması” nedeniyle bunların tekerrüre tabi olmayacağı yönünde içtihat yaratmıştı (Bkz. YCGK 2011/4-522 E., 2012/71 K. sayılı ve 28.02.2012 tarihli kararı). CMK m. 272/3’e 14.04.2020 tarih ve 7242 s. Kanun’la eklenen cümleye göre istinaf kanun yoluna kapalı hükümler tekerrüre esas olmayacaktır. Bu hüküm, 1412 s. mülga CMUK m. 305’te yer alan hükme oldukça benzer bir hükümdür. Ceza kararnameleri hakkındaki Yargıtay içtihadı doğrultusunda yorum yapılırsa, seri muhakemede verilen hükümlerin de tekerrüre esas alınamayacağını savunmak mümkündür. Nitekim bu hükümler istinafa tabi olmayıp itiraz sonucunda kesinleşmektedir.

Seri muhakemede mağdurun rolü nedir?

Seri muhakemeye tabi suçlarda genellikle suçun özel bir mağduru yoktur. Bunlar mağdurun toplum veya toplumu oluşturan tüm bireyler olduğu suçlardır. Ancak bazı durumlarda bu suçların da özel mağdurları olabilir. Buna karşılık kanun koyucu seri muhakemede mağdura aktif rol tanımamıştır. Yönetmelik m. 14/2 uyarınca hüküm varsa mağdur, suçtan zarar gören veya genel hükümlere katılma hakkını haiz olan kişilere tebliğ edilir. Buna göre bu kişilerin yalnızca hükme karşı kanun yoluna başvurma hakkı vardır. Fikrimizce seri muhakeme işleminden haberdar olması halinde mağdur, talebi üzerine mahkemece yapılan incelemeye katılabilmeli, süreçte etkin olabilmeli, zarara uğramışsa bunun giderileceği mekanizmalardan faydalanabilmelidir.

Karşılaştırmalı hukukta seri muhakemeye benzer usuller var mıdır?

Ceza muhakemesinin hızlandırılmasını amaçlayan, istisnai usuller hemen her hukuk sisteminde benimsenmektedir.

CMK m. 250 ile düzenlenen seri muhakemeye en büyük benzerliği gösteren sistemlerden biri Fransa’dır. Fransız Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 495-7 ila 495-16 maddeleri arasında basitleştirilmiş muhakeme usulü düzenlenmektedir. Bu usul savcılık tarafından adli para cezası veya 5 yılı aşmayan hapis cezası gerektiren suçlar için re’sen veya tarafların talebi üzerine uygulanmaktadır. Burada da savcılık tarafından teklif edilen yaptırımın müdafi huzurunda şüpheli tarafından kabul edilmesi gerekir. Ardından şüpheli hakim tarafından yine müdafi huzurunda dinlenir. Hakim somut olay ve hukuki vasıflandırma hakkında bir değerlendirme yaparak savcı tarafından önerilen yaptırımın kabulüne veya reddine karar verir. CMK m. 250’nin aksine Fransız Ceza Kanunu’nda usule ilişkin çok daha fazla ayrıntıya yer verilmiş olmakla birlikte iki usul büyük benzerlikler göstermektedir. Buna karşılık Fransa’da, seri muhakemeden farklı olarak şüphelinin kendisine yöneltilen “isnadı kabul edici” bir beyanda bulunması aranmaktadır.

Seri muhakeme usulüne getirilebilecek eleştiriler nelerdir?

Seri muhakeme usulüne getirilebilecek eleştirilerden biri, verilen karar “hüküm” niteliğinde olmasına rağmen kararın istinaf-temyiz kanun yoluna değil, itiraz kanun yoluna tabi kılınmış olmasıdır. Kişi aleyhinde hükmün tüm sonuçlarını doğacak olmasına rağmen hukuki denetim imkanı itiraz mercii ile sınırlı bırakılmıştır.

Seri muhakemede yeterli şüpheye ulaşılması ile hükme varılmaktadır. Bu süreçte şüpheliye sorgu hakkı veya yargı önünde kendini savunma hakkı tanınmamaktadır. İstisnai olarak kişinin serbest iradesi ile bu haklarından vazgeçerek hakkındaki yaptırıma rıza gösterebileceği kabul edilebilir. Buna karşılık seri muhakemede hükmün verilmesi üzerine yapılacak bir itiraz ile usulün “olağan usule döndürülmesi imkanı” yoktur. Kişinin serbest iradesinin güvence altına alınabilmesi için hükümden sonraki itirazın olağan usule dönme sonucuna bağlanmasının yerinde olacağı fikrindeyiz.

Usulle ilgili endişe yaratan bir diğer husus da “aklanma hakkı” ile ilgilidir. Seri muhakeme usulünde şüphelinin rızası aranan husus uygulanacak yaptırımla ilgilidir. Diğer bir deyişle bu usulde şüpheli doğrudan yaptırımla karşılaşmaktadır. Yaptırıma dair bir teklif ile karşılaşan kişinin hakkındaki şüphelerden kurtulma imkanı bulunmadığını hissetmesi olağandır. Oysa ceza muhakemesi sistemlerinde kişiye “aklanma hakkının” öncelikle tanınması gerekir. Seri muhakeme usulünü bu yönden şüpheliye yeterli güvenceyi sağlamamaktadır.

Open chat